ANMAK MI? ANLAMAK MI? - Mayıs Hasbihal

ANMAK MI? ANLAMAK MI?

Bu rahmet ayında; toplumca yaşadığımız, bireysel olarak da beni çok etkileyen
başörtüsü yasağı sebebiyle geçirdiğim o olumsuz günleri anmayı istemedim. Belki çok
üzüldüm ama o günlerin bana çok şeyler kattığına da inanıyorum.
Ramazan’da önderimiz olan peygamberimizi anlamaya çalışıyorum. Onun mücadelesi
ve çevresine kazandırdıkları bir güneş gibi yolumu aydınlatıyor. Resulullah (s.a.v.) efendimizin
çocuklara yaklaşımı, büyüklere hitabı ne kadar nazikçe… Bu sayede insanlar gönüllü olarak
İslam’ı tanıyor ve seviyorlardı. Ben böyle bir Müslüman olabilir miyim diye sordum kendime…
“Kur’an kendisinden sonra asla fakirlik olmayan bir zenginliktir. Onun ötesinde
hiçbir zenginlik yoktur.” buyurmuş Resulullah (s.a.v.) Efendimiz. Bu rahmet ayında Kur’an’ı
bolca okuyarak anlamaya çalıştım. Bazen dalıp gittim uzaklara bazen de yakın oldu uzaklar
bana… Bazen çölde ki bir esinti gibi sahabe ile konuştum, bazen de Kabe’nin örtüsüne
tutunarak hayata tutunmaya çalıştım. Ne kadar başarılı oldum bilemem ama umudum hep
yanımdaydı.
Peygamberimiz (s.a.v.) ‘in Hatice annemize olan bağlılığı, Ayşe annemize olan sevgisi,
torunları ve kızlarına karşı muhabbeti hepsi sevgi temelliydi. Bu mübarek günlerde sevgiyi
yeniden tanıdım sanki…
“Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda
bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir.
Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” (Rum, 30/21).
Sevgi merhamet ile temellendirilirse ancak gerçek sevgi olur.
“Bir ev nasıl yılda bir defa temizlenir, örümcek ağlarından kurtarılır, kiremitleri
aktarılır, sıvanır, yıkanır, onarılır ve badana edilir, yani yeni yapılmış hale getirilirse, bir ruh
da, yılda bir kere, böyle bir genel temizlik ve revizyon ister. Bir şehrin temizlenmesi,
onarılması, yeniden yapılması, sıva, boya ve badanaların tazelenmesi ile Müslüman bir şehrin
oruç boyunca ruhî canlılık ve hareketi, yükselme ve ilerlemesi birbirini çok andırır. Oruç, bir
noktadan bakılınca, ruhun ve vücudun dezenfekte edilmesi oluyor…
Vücut oruçla ruha doğru hızla itilmiştir. Böylece olduğu yerden yükselmeye ve
dünyayı daha bir bütünüyle ve daha kuşatıcı bir gözle kavramağa ve görmeğe fırsat
bulmuştur…
Vücudun ruha yaklaşması, vücudun ölümü değil. Çünkü; vücut ruha doğru giderken
ruh daha yükseğe doğru gidecektir. Bu kımıldanış, bu hareket, vücudun canlanışı demektir.
Çünkü; vücut her günkü alışkanlıklar ve bağlar içinde bir bakıma özel bir ölümdedir…” Sezai
Karakoç, Samanyolunda Ziyafet, 2004
Rahmet ayı Ramazan; Sezai Karakoç’un da dediği gibi Ruhun ve Bedenin dirilişine
vesile oluyor. Bunu kaçırmamak lazım…

Sanki Rabbim ramazanla bize bir yaşam rotası çiziyor. Ömrü ramazan olanın ahireti
bayram olur. Ne mutlu böyle ömür sürenlere…
Yine buruk bir bayram geliyor. Kısıtlama nedeni ile evlerimizde kalacağımız,
sevdiklerimizle bir olamayacağımız, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden
öpemeyeceğimiz, bir yetim başı okşayamayacağımız…
Bayramlarda bayram! yapabilmek duası ile Kadir Gecenizi ve Ramazan Bayramınızı
kutlar, ülkemize, İslam Âlemine ve tüm insanlığa sağlık, mutluluk ve huzur getirmesini yüce
Rabbimden dilerim.
NOT: Rahatsızlığım (MSA-C) nedeniyle konuşma ve yürüme güçlüğüm arttı. Ben
fizyoterapi ve fitoterapi ile tedaviye devam ediyorum. Ramazanın bu son bereketli
günlerinde dualarınızı bekliyorum.

Halise MUTLU, Sosyolog, Aile Danışmanı,
7 Mayıs 2021, Cuma, DOSTDER, SAMSUN