SONUMUZ HAYROLSUN!.. Mart Hasbihal

SONUMUZ HAYROLSUN!…
İlçenin birinde, mobilya ustası hışımla atölyenin kapısından içeri girer. Patron bunu görür,
yavaşça yanına yaklaşır. “Derdin nedir” diye sorar.
Usta: “Kayınvalidem bizde, hanım yeni bir manto istiyor, ergen oğlum beni hiç dinlemiyor. Bu
duruma ne para yeter, ne de gönül dayanır” der.
Patron, mutfaktan bir bardak almasını, içine bir avuç tuz atmasını ve bardağı su ile
doldurmasını ister. “Şimdi iç oğlum” der.
Usta: “Hayat zaten bana tuzlu su içiriyor, bir de sen neden tuzlu su içiriyorsun?” diyerek
patronuna sitem eder.
Patron: “İç, sonra konuşursun” der.
Ustanın tuzlu sudan bir yudum almasıyla tükürmesi bir olur.
Patron: “Şimdi kapının önündeki büyük bidondaki suya yine bir avuç tuz kat ve iç” der.
Usta bidondaki sudan bir yudum alır ve hiç tepki vermeden içer.
Patron: “İşte oğlum, kabın ne kadar genişse derdini o kadar az hissedersin, kabın küçükse
derdin büyür” der.
Bu hasbihaller, kabımızı genişletmek için yazılmaktadır.
Şubat ayı bana çok iyi gelmedi. En küçük kardeşimi kaybettim, 28 Şubatla birlikte başörtü
problemini tekrar hatırladım.
Kardeşim aylardır kanser tedavisi görüyordu. Büyük acılar çekiyordu. Onun acı çekmesi beni
çok üzüyordu. Kardeşim güzel insandı, güzel yaşadı, güzel öldü. Arkasından hayırla yâd eden
şahitler bıraktı. Mekânı cennet olsun, kabri nur ile dolsun…
Ölüm, amel defterinin kapanarak, yaptıklarının hesabını verme zamanıdır. Kapanan bu
defterde akrabalar, komşular, yetimler, yoksullar, dostlar ve düşmanlar sana nasıl şahitlik
edecekler. Bu ve bunun gibi şeyleri düşündürdü kardeşimin ölümü bana…
Hayatıma şöyle bir baktım. Kimleri, niçin şahit tuttum? Düşünürken aklıma başörtü sorunu ve
yaşadıklarım geldi. Bu sorunu ben yaşadım, kızım yaşadı, torunum da mı yaşayacak diye
korkuyordum.
Ben, 22 yaşında, Üniversitede örtünene kadar başörtü sorunundan habersiz yaşadım.
Anneannem ve annem geleneksel Müslümanlardı ve namazı kılmamı söylerlerdi. Bende
namazımı kılar ve çevremi de teşvik ederdim. Ama örtünmem gerektiğini hiç düşünmezdim.
Ta ki akrabamız olan bir abimin beni eleştirmesine kadar.

Abim “Ya olduğun gibi görün, Ya da göründüğün gibi ol”, “Namazla doldurduğun kabı dışarıda
boşaltıyorsun, iflas eden tacir gibisin” derdi. Ben bu sözler üzerine düşündüm ve hemen
örtündüm.
Ve sonrası sıkıntı, sabır, mücadele…
Gelecek ay devam etmek üzere, Sağlıcakla, Mutlu kalın…