NASIL BİLİRDİNİZ?... "İYİ"

Nasıl bilirdiniz?... ”İYİ”

 

Çocuk koşarak dedesinin yanına geldi. Dedesi onun geldiğini bile fark etmemiş dalgın bir halde beyaz köpekle, siyah köpeğin kavgasını seyrediyordu.

Çocuk sordu: “Dedeciğim, sence hangisi yener”

Dedesi anlamlı bir şekilde başını sallayarak dedi ki: “ Hangisini daha çok beslersen o yenecek.”

İnsan hayatı da böyledir. Sürekli, sanki içinde iki köpek var da kavga ediyormuş gibi hisseder insan. Her an iyi ile kötü arasında karar vermek zorunda kaldığı için bu çelişkiyi yaşar. Biz insan olarak daima iyinin yanında olmalıyız. Çünkü mutlaka iyi kazanacak, bu gün değilse yarın…

Modern çağ iyiliğe enayilik gibi bakar. “Sanki sen kurtaracaksın dünyayı, Kim bilecek, kim duyacak seni” diyerek bizi iyilik yolundan ayırmaya çalışır.

Cenap Şehabettin’in de söylediği gibi “Hak bildiğin yolda yalnız gideceksin.”

Biz Hak bildiğimiz yolda yalnız da olsak, her türlü kınamaya aldırmadan yürüyeceğiz. İnancımız da bunu destekler, bu bize güç verir. Çünkü biz iki dünyaya inanıyoruz. Bu dünyada değilse, ahirette mutlaka karşılığını alacağız.

İyi olmak için sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Anne; anne gibi, baba; baba gibi, kardeş; kardeş gibi herkes “kendi” rolünü iyi oynamalı, başkasından rol çalmamalıdır.

İnsan “dün”e ve “yarın”a takılı kalıp bu günün sorumluluklarından kaçmamalıdır. Doğru ve yanlışlar; yaşandığı zaman ve zeminde değerlendirilmelidir. Düne dair pişmanlıklarımız, bu günü kaçırmamıza neden olur ki; bu günün yaşananları yarının pişmanlıkları olmasın.

Öyle bir hayat yaşamalıyız ki; ahirette birileri ağlar iken biz gülenlerden olabilmeliyiz. Bu da Hz. İbrahim gibi tek başına kalsak da, iyiliğin tarafında olmakla olur.

Hadi hepimiz İyilikte yarışalım…

Bir daha ki ay buluşmak üzere hoşça kalın….

 

Halise MUTLU, Sosyolog ve Aile Danışmanı

5 Şubat 2021, Cuma, SAMSUN